3 Nisan 2008 Perşembe

Hz. Üstazımız birgün çocuk yaştaki iki evladına "Yeni Cami imamına gidin benim gönderdiğimi söyleyin size İlm-i Meaniden sual sorsun" buyuruyor. Sebep eski medrese arkadaşlarına tasarrufunu göstermek onların da hidayetine vesile olmak. O iki Abimiz Üstazımızın medrese arkadaşı olan Yeni Camiin imamının yanına geliyorlar. "Efendim bizi Hocamız Süleyman Hilmi Tunahan Efendi Hazretleri gönderdi. Size ilm-i meaniden sual sorsun dedi".

İmam bakıyor karşısında iki çocuk. (Eskiden ilm-i meani okumak için medreselerde en az 20-30 yıl okumak gerekiyormuş ve ilm-i meani okuyan kişinin yaşı oldukça büyük olurmuş). Tabi imam karşısında iki çocuk görünce "gidin" demiş. "Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz. İlm-i Meani kim siz kim" diyerek onları yanından kovmak istemiş.

O abilerimiz ısrar etmişler "mutlaka sorun" demişler. Bunun üzerine İmam şöyle demiş, şöyle bir sual tevcih ediyor: "Game tahtındaki zamirle cümle oluyor da Gaimun tahtındaki zamirle cümle olmuyor. O keratanın suçu ne" demiş. Bunun üzerine Abilerimi ikisi bir ağızdan cevabın Arapça ibaresini okuyarak vermişler. ( ; ; ; ; ) Bu cevap karşısında İmamın gözleri faltaşı gibi açılır.

Hiç yorum yok: